Etiket arşivi: oyunculuk
Dünyada Kaç Türlü Hikaye Var?
Dünyada kaç çeşit öykü vardır dersiniz? Hani biz “zengin kız – fakir oğlan” hikayesi ya da “seri katil – polis filmi”, “Yarışma-rekabet filmi” falan deriz ya… kaç çeşit öykü olabilir böyle? Öyküleri bu şekilde tasnif ederek mümkün olan öykü tiplerini … Okumaya devam et
O Sahnede Neler Oluyor?
Bir oyun sırasında, bir tiyatro sahnesinde konuşan bağıran çağıran insanların birer aktör olduğunu biliriz. Dekor vesaire, tiyatrodaki hiçbir şeyin gerçek olmadığını da biliriz. Yani izlediğimiz bir oyunda aktörlerden biri çıkıp diğer bir aktörü silahıyla vursa, ne vuran gerçek bir katildir … Okumaya devam et
Bruno Ganz
Ira Levin’in büyük nazi komplo romanı Boys from Brazil’i yıllar sonra tekrar izlerken Der Untergang’ın unutulmaz oyuncusu Bruno Ganz’ı görmek hoş bir sürpriz oldu. Pek çok kişiye göre yirminci yüzyılın en büyük aktörlerinden Laurence Olivier’in karşısında genç bir bilimadamını canlandırıyor … Okumaya devam et
Mesleklerini Acımasızca Eleştiren Oyunculardan Veciz Sözler…
Ülkemizde oyunculuk işini yapan ya da yapmak isteyen kişileri (içlerinde yakın arkadaşlarım da var) ima ettiğim gibi bir anlam çıkmasın, ancak onlar dahil, konuyla ilgili herkes için belirgin bir ibret olduğu için Jason Bailey’in Flavorwire’daki derlemesini paylaşıyorum: “Oyunculuk yeteneklerin en … Okumaya devam et
Oyunculuk, inanmaktır
Oyunculuk inanmaktır: Hayali bir karakteri doğurmaktan ibaret olan bütün sanatların en tartışılır durumlarına getirilen ne güzel bir tanımlama! Bir aktör sahnede olan biten her şeye inanabilme kabiliyetinde olmalıdır. yazılmış bütün durumlarınıza ve her hareketinize inanıyor olmanız gerekmektedir. Karakterinize tam olarak … Okumaya devam et
Oyuncunun yüzü
Milos Forman’ın muhteşem filmi Amadeus’ta bir sahne vardır; Antonio Salieri’nin Mozart’ı ilk kez gördüğü kraliyet daveti sahnesinde Salieri kendi kendine küçük bir oyun oynamak ister, kalabalıkta dolaşırken ve henüz Mozart ile tanıştırılmamışken acaba Mozart’ı sadece davetteki insanların yüzlerine bakarak tanıma … Okumaya devam et
Henry Fonda
Birisi benden bütün zamanların en iyi oyuncuları sıralaması yapmamı istese, oluşacak listeye hiç tereddüt etmeden sokacağım isimlerden biri Henry Fonda. Bazı oyuncular fizyonomileri ile dikkat çekerler. Öyle bir yüzü vardır ki, o yüzden binbir türlü anlam çıkartabilirsiniz. Gözlerin arkasında derin … Okumaya devam et
Kobayashi is dead!
İlk kez 1988 tarihli filmi To Kill A Priest’te izlemiştim. Katolik bir rahibe boks öğretmeye çalışan bir dayanışmacı rolündeydi. Daha sonra Last of the Mohicans ve In the Name of the Father. Daha sonra ise bay Kobayashi rolünde. Ve Romeo … Okumaya devam et
Bigger pay means longer play
The only reason to rehearse is to learn to perform the play. It is not to “explore the meaning of the play” -the play, for the actor, has no meaning beyond its performance. It is not to “investigate the life … Okumaya devam et
Marty (1955)
Minimalist bir öykü. Şebeke(Network (1976))’nin da senaristi olan Paddy Chayefsky, büyük hayalleri olmayan sıradan insanların hayatlarına göz atıyor. Oldukça evrensel bir öykü. Ernest Borgnine‘ın oscarlı performansı kaçırılmamalı. En iyi senaryo dahil dört oscar almış bu filmden bir parça: – Son … Okumaya devam et