Zoraki Kral (King’s Speech) Filminin arketipik bir analizi

Zoraki Kral
Zoraki Kral

Öncelikle filmin yaratıcı fikri, belki de gerçek hayattan alındığı için gerçeğin kurmacaya üstünlüğünü bir kez daha ispatlamak istercesine bulunabilecek en yalın yaratıcı fikirlerden biri. Kendi adıma Zoraki Kral filminin yaratıcı fikrinin sadece iki kelimeyle ifade edilebileceğini düşünüyorum: Kral, kekeme. Çok sayıda çatışma ve mücadele vaadeden dikkat çekici bir fikir. Bir kral konuşma yapmak zorunda illa ki kalacaktır. Ama düşünün ki tam da Kekeme Kral’ın ülkesinin başına geçmesiyle II.Dünya Savaşı patlak verir. Ateşli savaş konuşmaları yapmak kaçınılmazdır. Kekeme Kral’ın dünyadaki rakibi ise hitabeti ile dinleyenleri hipnotize edecek kadar güçlü bir hatiptir (Hitler). Bu güçlü hatibin karşısında kekeme bir kral olmak bir senaristin aklına gelemeyecek kadar gerçek ve güçlü bir çatışma…

Bertie (asıl adı Albert Frederick Arthur George), Avustralyalı kariyeri olmayan bir adamın (Lionel Logue) “unorthodox” yöntemleri ile konuşma güçlüğünü yenmede çok büyük bir aşama kaydedecektir. Her iki karakter de filmin başındaki hallerine göre filmin sonunda daha olgun bir karaktere dönüşmektedirler.

Filmin Başında:
Bertie: Kekemeliğinin kökenlerine eğilip korkularıyla yüzleşmektense fiziksel sorunu için yüzeysel çareler arayan ve kendisine yardımcı olmak isteyen Lionel’e ısrarla resmi hitap şekilleriyle hitap etmekte ve her fırsatta sosyal statülere uygun davranmaktadır. Kekemeliğinin hem sebebi hem de sonucu olarak çok büyük korkuları olan bir karakterdir.
Lionel: Öğrencisinin kimliğini yani statüsünü hiçe sayarak arketipinin gereği, manuplatif, yöntemlerini amacından üstün gören olgunlaşmamış bir davranış şeklini benimsemektedir. Uzmanlık alanında resmiyette tescil edilmiş kariyeri olmadığı halde kariyeri varmış gibi davranmaktadır. Öte yandan karşısındaki prense, kraliyet varisine ısrarla ilk adıyla hitap etmektedir: Bertie.

Filmin Sonunda:
Bertie: Karakterlerin olgunlaşmalarını karşılıklı olarak son derece net ve sade bir şekilde ifade ettikleri karşılıklı diyalog her şeyi anlatmaktadır. Kral, radyo konuşmasını beklenmedik bir başarıyla tamamladıktan sonra şükran hisleriyle elini Lionel’e uzatır ve ilk adıyla hitap eder. Kral artık korkularıyla yüzleşmiştir ve seyirciyi ajite etmeden korkularını ve kekemeliği yenme hususunda çok büyük bir aşama katetmiştir.
Lionel: Kral’a kral gibi davranmayı öğrenmiş ve kendine legal bir statü ve kariyer edinmeyi (şovalye) ister hale gelmiştir. Finaldeki el sıkışma sahnesinde o da krala (film boyunca ilk kez) “Majeste” şeklinde hitap edecektir.

Bertie, arketipinin ne olduğuna dair ipucunu kendi ağzından ifade edecektir. “Ben bir deniz subayıyım, kral değil”. Yani; Zoraki Kral filmi, bir gölge savaşçı (korkak) ile bir manuplatör büyücünün olgun erkeklik güçlerini, düşe kalka, çatışa çatışa birleştirerek birlikte olgunlaşmalarının hikayesidir.

Arketip; tanımı gereği, dinamik bir insanlık sürecini ifade eden bir terimdir. Bu dinamizmin yönü klasik dramada olgunlaşma olarak tanımlanmıştır.

"Ölümcül korkularım var!"
“Ölümcül korkularım var!”

Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.