Heves mi Adanmışlık mı?

Herkesin yapmak istediği işler vardır. Dahası bu işlerden bazılarını herkes rahatlıkla yapabileceğini düşünür. Pek çoğumuz kendimizi boynumuza asılmış bir steteskop ve beyaz önlükler içinde  hayal etmişizdir. Aslında her şey çocuklukta başlar. Hemen hemen hepimiz öğretmen, pilot, polis, astronot vs gibi meslekleri gözümüze kestirmiş ve o klasik soruyla karşılaşınca cevabı pat diye yapıştırıvermişizdir. “Ben öğretmen olacağım… Ben doktor olacağım.”

Lucas ve Spielberg
Lucas ve Spielberg

Bir sinema okulunda okuyan öğrencilere ilk derste “yönetmen olmak isteyenler kimler?” diye sorulsa sınıfın büyük çoğunluğunun belki de hepsinin parmak kaldıracağını biliyoruz. Aslında bu diğer bütün okulların ilk günlerinde yapılacak anketlerde çıkacak sonuçlardan farklı değildir.

Şimdi bir adım değil bir kaç adım ileri giderek şöyle diyelim: Şansınız yaver giderse, hevesli olduğunuz bir iş sayesinde para kazanabilir geçiminizi temin edebilirsiniz. Hayatınız boyunca, yapmakta olduğunuz işe hevesli bir insan olarak yaşayabilir ve bunun farkında bile olmayabilirsiniz. Tıpkı günlük hayat yani sosyal çevrenin her çeşit insanı tolere etmesi gibi iş dünyası da hevesli insanları tolere eder. Pek az kimse sadece hevesli olduğu için başarısızlıkla yüzleşir.

O halde nedir heves? İşte tanımı: Bir şeyi çok istiyor ama ona ulaşmak için gereken gayreti göstermiyorsanız bu hevestir. Burada tahmin edileceği üzere anahtar kelime “gereken”. Ulaşmak istediğiniz şeye ulaşmak ,için ne kadar emek vermeniz gerekiyor? Bunu kim bilecek? Bu soruya da verilebilecek şöyle bir cevap var: “Çok.”

Bu “Çok”un ölçüsü kişiden kişiye değişebilir. Ama değişmeyecek şey bir adanmışlık duygusunun gerekliliğidir. Bilinmesi gereken şey hiç bir gerçek başarı bedelsiz değildir. Gerçek başarı ise göstermelik ve sadece maddesel olmayan başarıdır. Herkes tarafından takdir edilir. Yıllarca çalışmak, didinmek, hayal kırıklıkları yaşamak ama yılmamak…

Herkes yönetmen olmak isteyebilir. Ama unutulmamalıdır ki yönetmen olmak isteyenler değil, başkalarının “bu kişi bir yönetmen” dediği insanlar yönetmen olabilir. Öte yandan yönetmenlik ise sadece kamera açısı vermek, oyuncularla sette rollerini konuşmak değildir.

Bir konuya hevesli olmak o konuya sempati duymaktır. Adanmışlık zordur. Herkes eğlenirken kitap okumaktır. Yönetmen olmak aydın olmaktır. Yarı aydının yapacağı iş değildir. Ve son olarak bu hiç bitmeyecek bir süreçtir. Çünkü önünüzdeki yolda her zaman tırmanılacak bir tepe daha vardır. Her zaman kendinizi aşmanızı gerektirecek durumlar olacaktır. “Sadece şans”la bazı şeyler başarılabilir. Sadece yönetmenlik için değil her iş için aslında bu böyledir. Çünkü hayat böyledir.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

“Heves mi Adanmışlık mı?” için bir yanıt

  1. selma

    “Bir şeyi çok istiyor ama ona ulaşmak için gereken gayreti göstermiyorsanız bu hevestir.” Kendimi sorgulamamı sağlayan kilit cümle…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.