Paul K. Feyerabend‘in Yönteme Hayır adlı kitabından ilginç ve kısa iki ayrı alıntı yapıyorum (yorumsuz):
Yanlış yapan beyinlerimiz, yalapşap ölçü aygıtlarımız, özürlü kuramlarımızla ama ideal felsefe cennetinin (Popper’ın üçüncü dünyası) uyduruk şekillerini tanımaya çalışmayı bırakıp, daha gerçekçi olarak bu madde dünyasında bize neyin yardımcı olacağını aramaya başlamamızın gerektiği açık değil mi?
…
Bugün bildiğimiz biçimiyle bilim ya da geleneksel felsefe çizgisindeki “hakikat araştırması” bir öcü yaratmıyor mu? İnsana zarar verip, onu çekilmez, düşmanca duygularla dolu, bencil, sevinçten ve mizah duygusundan yoksun varlıklara dönüştürmüyor mu? Doğanın nesnel (ya da eleştirel-rasyonel) gözlemcisi olarak etkinliğimi, insan olma gücümü azaltmıyor mu? diyor Kierkegaard. Bütün bu soruların yanıtları galiba “evet”. İşte bu sonuç, bilimleri daha anarşist, daha öznel yapacak, reformların tezelden gerekliliğine inandırıyor beni.
Bildiğimiz bilimle eleştirel rasyonalizmin birlikte olması mümkün müdür? Bu sorunun yanıtı kocaman bir hayır!
Abdulhamid-i Salis için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et