Senaryo yazarken merak ettikleriniz…

SORU 1: Karakterlerin kıyafet tarz ve şekillerine değinilir mi? Değinilirse, hangi aşamada değinilir? ( Sinopsis, Tretman, Senaryo)

CEVAP: Her şey kurduğunuz öykü ile ilgili. Eğer öykünüzü, mesela karakterinizin duygu durumunu, karakter gelişimini vs. anlatabilmek için seçtiği kıyafetlerin değişimini gözetiyorsanız kıyafetler yazılır. Yoksa hiç bir gerekçesi olmadan karaktere bir kıyafet giydiriliyorsa bunu yazmaya gerek yoktur. Sanat Yönetmeni’nin görevi bu gibi durumlarda tercihler yapıp karalara varmaktır. Bu sebeple yazar gerçekten anlamlı bulduğu kıyafetleri yazmalı. Senaryo ve tretman aşamasında.

Senaryo yazarken merak ettikleriniz

Senaryo yazarken merak ettikleriniz

SORU 2: Jenerik te, filmin önemsediğimiz bölümlerinden ipucu veren görüntüler verebilir miyiz?

CEVAP: Verebilirsiniz ama filmin sırlarını açık etmeyiniz.

SORU 3: Senarist film müziğine ne derece tavsiye ve müdahalede bulunabilir?

CEVAP: Fazla detaya girmeden her türlü tavsiyede bulunabilir. Filmde özellikle kullanılmasını istediği parçalar varsa senaryoya yazabilir. Ama bu istekleri yazarken işi sadece müzik olan filmin müzik sorumlusuna da iş bırakmalı. Herkesin kendi işini yapması önemlidir. Senaristin işi öyküyü iyi kurmaktır. Bir müzisyen kadar müzik dünyasına hakim olmayabilir. Olsa da isteklerini son söz olarak senaryoya yazmamalıdır. İşin profesyonellerine de çalışma alanı bırakmalıdır. Zaten film yapım aşamasına geldiğinde senaristin fazla müdahil olduğu noktalar varsa yetkili kişiler tarafından devre dışı bırakılacaktır.

SORU 4: Tretmanda, bir maddede anlattığımız (iç-dış) görüntüyü, senaryoda ayrı ayrı sahnelere ayırabilir miyiz, yoksa bir Tretman her maddesi bir senaryo sahnesi olmak zorunda mıdır?

CEVAP: Tretmanı sahne sahne yazmak zorunda da değilsiniz. Size kalmış. Sahne sahne yazmak işinize yarayacağı için öyle önerilmiştir. Yoksa bu konuda herkesçe kabul edilmiş bir standart yoktur.

SORU 5: Tretman ile senaryonun açıklama kısmı arasındaki farklar nelerdir?

CEVAP: Senaryodaki açıklama kısmında (aksiyon, devinim), mizansen adını verdiğimiz, sahne içinde karakterlerin davranışlarının tasviri bulunur. Bu tasvir tretmanda senaryoda olduğu kadar detaylı olmak zorunda değildir. Tretmanda asıl amaç dramatik yapının detaylı bir şekilde kurulmuş olmasıdır. Senaryoda ise film bittikten sonra, perdedeki halinin nasıl olacağına karar vermektir. Bu anlamda tretman daha içeriksel, senaryo daha biçimseldir.

SORU 6: Aynı sahnede uzak ve yakın çekimler aynı sahne başlığı altında mı olmalı, yoksa ayrı sahne ve başlık mı kullanılmalı?

CEVAP: Sahneleri ayırmak için asıl belirleyici şey mekandır. Mekan değişmediği sürece bir sahne içinde çok sayıda farklı çekim ölçeği kullanılabilir.

SORU 7: Filmin başında diyalog başladıktan sonra kisiler akmaya devam edebilir mi?

CEVAP: Ülkemiz sinemasında başlangıç jeneriğinin olması-olmaması ya da biçimi ile ilgili sınırlandırmalar ve standartlar yoktur. İstediğiniz gibi bir açılış tasarlayabilirsiniz.

SORU 8: Toplu ekiplerle oluşan sahnelerde her kişiye ayrı ayrı isim vermemiz gerekir mi? Yoksa diyalogda bulunacak olan önemli kişilere mi isim vereceğiz? Komutan, Doktor, Hoca gibi…  Örnek: Olay yeri inceleme ekibi, sağlık ekibi gibi.

CEVAP: Birden fazla sayıda insanın tek bir diyaloğu hep bir ağızdan söylemesi çok sık rastlanan bir durum değildir. Böyle bir durumda (mesela bir futbol stadyumunda taraftar kitlesi) kitleyi tek bir karakter gibi yazmalısınız. (mesela, TRİBÜNLER: Gooooool!) Birden fazla insan farklı farklı diyalogları aynı anda seslendiriyorlarsa buna tiyatro ve sinemada RABARBA adı verilir. Rabarba söz gürültüsü demektir. Tek seslilik değil çok sesliliktir. Rabarba arasında duyulmasını istediğiniz kelimeleri sıkıştırabilirsiniz. (mesela, TRİBÜN:  Rabarba; Gooool! Yuuuuh! Helaaal! Yaşaaa!) Ancak farklı karakterler, kimin ne söylediği belli olacak şekilde hep bir ağızdan konuşuyorlar ve hepsinin de seyirci tarafından duyulması gerekiyorsa, karakterler tek tek yazılıp, diyalogları da diğer karakterler gibi uygulanır.

SORU 9: Bir otomobilin arka koltuğunda oturan iki kişi diyalogda bulunacaksa, bu durum da şoföre de yer vermemiz gerekir mi? Gerekirse hangi aşamada yer veririz. Tretman, Senaryo…

CEVAP: Şoförün kurguda görülmesini istiyor musunuz? Şoförün hikayenin akışında bir yeri var mı? Şoför hikeyede hiç önemi olmayan sıradan bir şoför ise hiç bir aşamada yazmanıza gerek yok. Yönetmen isterse şoförden detay alır ve kullanır. Hikayede yeri var ise, onun orada olmasının bir anlamı var ise tretman, senaryo hatta duruma göre sinopsiste bile yazmalısınız.

SORU 10: Doğrusal zaman gerçek zaman akışına çok yakın ise, mesela olaylar 3-5 ay veya 2-5 yıl da, başlar biterse bu değerli midir?

CEVAP: Zamanın ileri ya da geriye doğru kesintiye uğraması (Flashforward ya da Flashback) bir filmi kendi başına değerli ya da değersiz yapmaz. Nasıl kullandığınız önemlidir. Her iki şeklin pespaye kullanımları olabileceği gibi son derece estetik (yani değerli) kullanımları olabilir.

SORU 11: Doruk noktası birden fazla olabilir mi? En son da olabilir mi?

CEVAP: Olabilir, şöyle ki: Senaryonuzda birden fazla öykü ekseni varsa her eksen için ayrı bir doruk notası olabilir. Bazı eksenlerin ucu açık da kalabilir. Doruk noktasının yeri değişkendir en sonda da olabilir. Bu, öyküyü nasıl kurguladığınıza bağlıdır.

SORU 12: Anlamının, herkes tarafından bilinmeyeceğini düşündüğümüz, kelimeleri ve nesne isimlerini kullanmak risk midir? Mesele: Kelik, azık vb.

CEVAP: Karakterlerin diyaloglarında, gerekiyorsa kullanmanızda hiç bir sakınca yoktur. Ancak sadece yapımcı yönetmen ve oyuncular gibi, film insanlarının okuyacağı, aksiyon yazdığınız kısımlarda kullanırsanız, herkes anlamayacağı için sakıncalı olabilir.

SORU 13: Olaylar eğer bir köy veya yörede geçiyorsa, karakterleri o yörenin ağzı ile konuşturmak, daha gerçekçi olur mu? Her karakterin İstanbul Türkçesi ile konuşması gerçekçi olur mu? Eğer yöre ağzı tercih edilecekse bu senaryoya nasıl yansır. Nasıl telaffuz edilecekse öyle mi yazılır?

CEVAP: Bu konuda bir uzlaşı yok. Piyasada her iki türlü senaryoya da rastlayabiliyoruz. Ancak doğrusu senaryo metninde karakterlerin diyaloglarının düzgün bir dille yazılmasıdır. Aksiyon, açıklama kısımlarında ise sözgelimi şöyle bilgiler yazılmalıdır: “Hasan Adana yöresine has bir aksanla konuşmaktadır.” Bunu okuyan oyuncu, canlandıracağı karakterin aksanının hangi yöreye ait olduğunu öğrenecektir. Konuyla ilgili gerekli bilgiye sahip değilse araştırır ve öğrenir. Aksanlı konuşan bir karakterin diyalogları düzgün bir dille yazılırken karakterin olmadığı bir karaktere dönüşmesi de önemli bir risktir. Sözgelimi eğitimsiz bir karakter eğitimli bir karakter gibi görünmemelidir. Bunun için diyalogların düzgün bir türkçeyle ama karaktere uygun bir tarzda yazılmaları gerekir.

SORU 14: Figüranlara nasıl yer verilir? Mesela: Sınıfta başka öğrenciler de vardır, olayı çok sayıda meraklısı izlemektedir, düğünde çok sayıda davetli vardır gibi mi olmalıdır?

CEVAP: Sahne başlığına FGR harflerini ilave etmeniz durumunda sahnede arkaplanda sorudaki gibi yardımcı oyuncuların var olduğunu belirtmiş olursunuz. Aksiyon yazdığınız yerlerde de bu FGR’nin kim olabileceğine dair bilgi olmalıdır. Dolayısıyla sahne başlığına yazacağınız FGR sadece kolaylık sağlamak içindir. Yazmasanız da yapımcı sahneyi okuyunca sahnede FGR olduğunu anlayabilmelidir.

SORU 15: Jeneriğin detayları yazılır mı? Yazı karakteri, akış şekli gibi.

CEVAP: Yazabilirsiniz ama riskini göze alıyorsanız. Çokbilmiş bir senarist gibi görülebilirsiniz. Jenerik yazıları başka uzman kişilerin sorumluluğundadır. Ancak özel bir font seçtiyseniz ve bunun öykü için bir anlamı varsa bir öneri olarak bunu belirtmenizde sakınca yoktur.

SORU 16: Önemsediğimiz bir sözümüzü, örneğin kendi sinema tanımımızı, nereye yazabiliriz, senaryonun başına, sonuna…

CEVAP: Sinema hakkındaki görüşlerinizi filminizin başında sonunda bir özdeyiş olarak sunmanız doğru olmaz. Bunun yeri filminiz değildir. Ancak alıntı sözleri istediğiniz her yerde kullanabilirsiniz.

SORU 17: İntihara teşebbüs eden bir karakteri anlatırken, bir, (Irmağın – denizin- oto yolunun …)  kenarında düşünceli bir şekilde bekler. Diyebilir miyiz, yani; ırmak, nehir, yol vb. seçenekleri yazarsak çekimin duruma göre kolay olması açısından iyi olur mu?

CEVAP: Senarist olarak karakterin nasıl intihar edeceği tercihini siz yapmalısınız. Aksi takdirde en ucuz intihar yöntemi tercih edilir ve bu da doğal olarak iyi sonuç vermez.

Sorular İbrahim Özer’e cevaplar bana ait. Güzel şeyler yazın!

Bu yazı Senaryo Yazarlığı kategorisine gönderilmiş ve , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Senaryo yazarken merak ettikleriniz… için 704 cevap

  1. Serkan der ki:

    Merhaba Hocam, senaryoyu yazarken kendi film kurgusuna göre mi yazmalıyız yoksa kurgu kısmını yönetmenemi bırakmalıyız ?

  2. Gökhan der ki:

    Yazmakta olduğunuz filmi izliyor gibi yazmanız doğru olur. Senaryo yazarı öyküsündeki olayları kendi kurguladığı şekilde yazar. Yönetmen daha sonra isterse bu kurguyu değiştirme yetkisine sahiptir ama illa değiştirmek isteyecek diye bir şey yok. Siz en iyi bildiğiniz şekilde öykünüzü kurgulayın.

  3. YUSUF EREN der ki:

    Hocam Fransız senaryo formatından biraz bahsedebilir misiniz? Mesela sağ-sol-alt-üstte 2.5 cm boşluk olmalı mı kesin. Size zahmet biraz bilgi verirseniz sevinirim.

  4. Gökhan der ki:

    Fransız formatı olarak bilinen senaryo sayfa düzeni amerikan formatına göre daha eskidir. Senaryoların daktilo ile yazıldığı zamandan kalmadır. Kenar boşlukları da daktilo ile yazım imkanlarına bağlı olarak oluşturulur. Tabi artık daktilo pek kalmadığına göre MS Word gibi bir kelime-işlemcide göz kararı ile bir boşluk bırakmalısınız.

    Öte yandan aslolan öyküdür. Sayfa düzeni kötü diye harika yazılmış bir senaryoyu hiçbir yapımcı çöpe atmaz. Ancak sayfalarınız; ister amerikan ister fransız formatında yazılmış olsunlar, bir senaryo gibi görünmüyorsa hiç okunmama ihtimali var. Bu da doğru sayfa formatı ile yazmanızı gerektirir. Ancak, fransız formatında, bir teknik resimde olduğu gibi mühendislik kriterleriyle bir ölçü tutturmanız gerçekten zor. Amerikan formatının avantajı da bu noktada beliriyor. Çok sayıda yazılım var. Bu da sayfa düzeni için otomasyon sağlıyor.

  5. EROL der ki:

    Mrb Gökhan Bey bir seneryo da olay başka bir ülkede geçiyorsa ve karekterde başka ülke vatandaşı ise seneryo dili Türkçe yazsak bir sıkıntı olur mu? Veya karekter yabancı ama olaylar çoğu Türkiye de geçerse seneryo dili nasıl olacak. Tşkler.

  6. Özkan der ki:

    Bazı filmlerde flashback çok sık kullanılıyor bunu senaryoda nasıl yazıyorlar başındamı yoksa hikayedeki gidişata göre ortalarda filan mı?

  7. Gökhan der ki:

    Geriye-Dönüş yani flashback ayrı bir sahne olarak yazılır. Sahnenin başlığına Flashback ifadesini yazmalısınız.

  8. Burakrgl der ki:

    Hocam Senaryoda ki küfürleri açık açık yazmalımıyız yoksa hikayenin gidişatına göre çekimlerde yönetmen tarafından doğaçlama da yapılabilir mi?

  9. Gökhan der ki:

    Sadece küfür için değil bütün diyaloglar için bir ölçü vermiş olayım: bir diyalog, yazara göre değişmez ise, yani mutlaka yazıldığı gibi konuşulması gerekiyorsa özel olarak belirtilmelidir. Aksi takdirde bütün diyaloglar yönetmen tarafından değiştirilebilir. Oyuncu öneriler getirebilir, son karar yönetmene aittir. Küfür yazmak da diğer bütün diyaloglar gibi üzerinde düşünülmesi gereken bir şeydir. Karaktere uygun küfür bulmak yazarın işidir. Bu karakter nasıl küfür eder? Ondan önce; bu karakter küfür eder mi? Yazar her halukarda oraya bir şeyler yazmalıdır.

  10. Rıfat Yıldız der ki:

    Merhaba hocam,
    Senaryoda ekranda örneğin “Yıl 1920, Kurtuluş Savaşı Yılları, Ankara gibi geçmişe ait bir yer adı veya geçmiş zaman belirtilecekse bu ayrı bir sahne mi olmalı, yoksa sahnenin içinde aksiyon kısmında yazılabilir mi
    . Örnek:DIŞ GÜN OVA
    Yıl 1920, Kurtuluş Savaşı Yılları, Ankara
    Sonra diğer sahneye geçilir
    Ya da
    DIŞ GÜN OVA
    Sararmış ekin tarlalarıyla kaplı düz bir ova. Ekranda Yıl 1920, Kurtuluş Savaşı Yılları, Ankara yazısını görürüz
    Hangisi doğrudur ya da ikisi de mi doğru?

  11. Rıfat Yıldız der ki:

    Tekrar merhaba hocam,
    Kararmış ekranda” Yıl 1920, Kurtuluş Savaşı Yılları, Ankara” yazılacaksa bu senaryoda nasıl yapılır. Bir örnekle kararmış ekrana ve görüntü üzerine yazı düşmesini gösterirseniz sevinirim. Saygılarımla

  12. Gökhan der ki:

    @Rıfat Yıldız
    Bilgi veren yazılar ya da jenerik yazıları ayrı bir sahne gibi yazılmaz. jenerik için özel bir sahne yazıldıysa ayrı tabii. Ama film başladıktan sonra oyuncuların ve film ekibinin ismi filmin üzerinde yazı olarak perdeye yansıyacaksa, aksiyon kısmında, ‘jenerik yazıları sırasıyla görünmeye başlar’ gibi derdinizi anlatan bir cümle yazılır. Tek yazı ve perdede kaldığı sürede siyah zemin üzerinde ise yine ayrı bir sahne gibi yazılmaz.
    SAHNE 1 ………… DIŞ / GÜN (sahne başlığı)
    Siyah zemin üzerinde beyaz renkli yazı: 1920 Kurtuluş Savaşı Yılları, Ankara
    FADE IN:
    Aksiyon….

    gibi yazılabilir. Sahne başlığını FADE IN: ayracından sonra da yazabilirsiniz. Her iki durumda da derdinizi anlatmış olursunuz.

  13. Rıfat Yıldız der ki:

    Merhaba hocam,
    Tekrar rahatsız ediyorum ama anladığım kadarıyla örnek olmuş mu ? Evet demeniz yeterli. Teşekkürler
    S 1 DIŞ GÜN ANKARA
    Siyah zemin üzerine beyaz renkli yazı: 1920 Kurtuluş Savaşı Yılları, Ankara
    FADE İN
    Ankara Kalesi üzerinden Ankara’yı genel olarak görürüz.
    Veya
    Siyah zemin üzerine beyaz renkli yazı: 1920 Kurtuluş Savaşı Yılları, Ankara
    FADE İN
    S 1 DIŞ GÜN ANKARA
    Ankara Kalesi üzerinden Ankara’yı genel olarak görürüz.

  14. Nevin der ki:

    Merhaba hocam,
    Bir süredir görüşmekte olduğum şirketle anlaşmaya vardım sayılır. Yakın zamanda senaryomun satışını yapacağım. Bugüne kadar noterden onay almadım. Satış öncesi noter onayı almam gerekiyor mu?

  15. Gökhan der ki:

    Iyi olur. Bir baska yol olarak senaryonuzu kendinize kapali zarf icinde iadeli-taahutlu posta olarak gonderebilirsiniz. Tebrikler.

  16. Fatma der ki:

    merhabalar hocam size birkaç sorum olacak cevaplarsanız sevinirim
    şimdi hocam öncelikle ne kadar oyuncu varsa senaryo ona göre tek tek mi yazılır yoksa tek bir senaryo yazılıp çoğaltılır mı birde noktalama işaretleri önemlimi

    yine birde bana senaryonun nasıl yazıldığını baştan sona püf noktasını anlatan bir video ve ya yazı linki verebilir misiniz şimdiden teşekkürler

  17. Merhaba hocam, benim de bir sorum olacak. Sitemiz için kısa film senaryo örnekleri arıyoruz da acaba imkan olursa sizden de bir kaç örnek alıp yayınlayabilir miyiz?

    Teşekkürler 🙂

  18. Gökhan der ki:

    @Fatma
    Bir filmin bir tek senaryosu olur. Bir film setinde herkesin elinde noktasina virgulune kadar ayni senaryo vardir. Evet noktalama isaretleri ve dilbilgisi kurallari onemlidir.

    Senaryo egitimi puf noktalariyla hizlica ogrenilecek bir is degildir. Boyle bir iddiada bulunan kisi buyuk ihtimalle size bir sey satmaya calisiyordur. Matrix’teki gibi, bir anda “I know kung-fu” diyebileceginiz bir yontem henuz bilmiyoruz malesef. Sabirla “dirsek curuterek”, bu isi ogrenmeye calismalisiniz.

    @kisafilmanimasyon

    Malesef elimde sahibinin rizasi bu yonde alinmis bir kisa film senaryosu yok. Olsaydi ben yayinlardim 🙂

  19. Fatma der ki:

    Merhabalar hocam yine ben bu işi öğrenene kadar başınızı ağrıtacağım galiba öncelikle beni insan yerine koyup yorumuma cevap verdiğiniz için çokk teşekkür ederim.

    hocam soruma gelecek olursak araştırmalarıma göre senaryo önemli değilmiş hikayemi özet geçsem yetiyormuş zaten senaryolar sette yazılıyormuş. bu doğrumu ?

  20. Gökhan der ki:

    Fatma estagfirullah, insan yerine koymak ne haddime. Vaktim oldukca, yogun bir doneme denk gelmediyse herkese cevap yazmaya calisiyorum. Faydali olmak isterim… Her zaman…
    Senaryoyu sette yazanlar bu isin yuz karasidir. Cok ozel durumlar haric, sete senaryosuz gelenler bu isten anliyorlarsa sinema tarihinin hic bir onemli ve buyuk ismi bu isi bilmiyor demektir. Senaryo yazarligi ya da sinema isinde kisa yollar yok. Imkan bulanlar degisik kurnazliklar yapmis olabilir, yapabilir. Ultra zengin ve guclu bir amacadan ya da Tanri’dan “garantili ve torpilli” degilseniz yapmaniz gereken tek sey odaklanarak deli gibi calismak. Hayatinizi bu ise adamak. Baska bir yol ben bilmiyorum. “Sans”, boyle bir emegin arkasindan gelirse basim ustunde yeri var 🙂

  21. Ali der ki:

    Merhaba Hocam benim merak ettigim aksyon sahnesi nasil yazilir ?mesela bir catisma sahnesi detayi ile yazilmalimi ?

  22. Gökhan der ki:

    Aksiyon sahneleri de ayni diger sahneler gibi yazilmali. Yani hikayenin gidisati acisindan anlamli buldugunuz butun ayrintilari yazmalisiniz. Ancak abartmamak kaydiyla. Ornegin bir kovalamaca sahnesi yaziyorsunuz; Bir adam diger adami kovalar diyerek ayrinti vermezseniz sahneye ait butun yorumu yonetmene birakmis olursunuz. Oysa hikayenize bagli olarak bu sahnede olmasi gereken bazi ayrintilar olabilir. Mesela; kovalamaca kalabalik bir sokakta gerceklesirken olan biteni merak ettikleri icin kimi esnaf, dukkanlarinin kapisina cikabilir, kosan adamlardan birinin belindeki silah insanlarin gorus alanina girebilir, ya da benzeri -ama her halukarda konuya anlamli bir katkisi olan- ayrintilar filmde gorunsun isteyebilirsiniz. Anlamli buldugunuz her ayrintiyi yazin. Sahneyi kare kare tasarlamaya girismeyin. O sizin isiniz degil.

  23. Ali der ki:

    Tessekurler Hocam. Birde Hocam senaryo yazarken mekanlar nasil yazilmali mesela ic dis demek yeterlimi yoksa onceden mekan secib sonra senaryoyami eklemeliyiz? Tekarar tesekkurler Hocam ALLAH razi olsun sizden

  24. Gökhan der ki:

    Mekanin ne oldugu onceden belli olmalidir. Salonsa salon, mutfak ise mutfak. Ama hangi evin hangi mutfagi, daha dogrusu cekimlerin nerede yapilacagi konusu senarist ile ilgili degildir. “Genis bir mutfak” yazabilir senarist. Konu geregi ozel bir yerde gecmiyorsa sahne, mesela Topkapi Sarayi Bahcesi vs. gibi, mekan kisaca tasvir edilir o kadar.

  25. Fatma der ki:

    İyi akşamlar hocam gene yine ben. sizi böyle rahatsız ediyorum hoş görün lütfen. şimdi hocam ben nasip kısmet olursa yaza doğru bir sinema filmi planlıyorum,bu film sanırım 90 dk ve ya 1 saat üzeri işte diyelim ki,80 dk oldu. Senaryo da 80 sayfa yapar ben bunu 80 sayfa yaptım her şey hazır ben bunu ilgili kişiye verdim 80 sayfanı yarısını beğenmedi ben bu 40 sayfayı çöpe’mi atmalıyım. yani senaryoyu komple’mi bitirip vermeliyim.yarısını versem demezler mi bunun devamı yok mu.
    birde hocam oyuncular, senaryo ya karışır’mı. yani ben bunu beğenmedim dese yönetmen hemen yırtıp atar mı? birde filim öncesi oyuncu seçmelerine senarist de gider’mi. belki saçma gelebilir ama ben bir kaç Senaryo gördüm böyle defter gibi telli onları damı senaristler yapıyor yapıyorsa nasıl yapıyor. şimdiden çok çok teşekkürler

  26. Ali der ki:

    kusura bakama Hocam rahatsız edıyorum senaryo yazarken hangı programı onerırsınız ve ya programsız yazacaksak nasıl yzılmalı once dıyalog sonra mekanlar ve.s yaşanacak olan olaylarmı yazılmalı?

  27. Gökhan der ki:

    Chrome üzerindeki YouMeScript eklentisini
    Celtx’i
    Final Draft’ı öneririm.

  28. uğur der ki:

    Selam hocam..
    senaryomu yurt dışındaki bir yapımcı veya menajere e-posta yoluyla gönderirsem uluslararası hukukta bu eserin sahibinin ben olduğumu kanıtlayabilir ve haklarımı koruyabilir miyim? sineder veya noterden adıma tasdik ettirmem gerekir mi? bu tasdik uluslararası zeminde haklarımı korumaya yeterli mi? haklarımızı yurt içinde ve yurt dışında koruyacak bir kurum var mı? araştırma yaparken bu camiada yoğrulmuş bir kişinin aşağıdaki şu beyanatına rastladım, açıkçası aklım karışık yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.saygılar..

    “Senaryonun noterden onaylanması da yeterli değil, dolayısı ile onun altında yazılan tercihlerin hiç birinin olası bir mahkemede geçerliliği yok. Türkiye Cumhuriyeti kanunları karşısında kendinizi korumaya alabileceğiniz tek yöntem eserin her sayfasını ayrı ayrı noterden onaylattıktan sonra, bunun bir kopyası ile adliyeye gidip, eser hakları ile ilgili daire başkanlığından tekrar adınıza onaylatmak.eseriniz adı karşı taraf tarafından değiştirildiği anda yine hak iddia edemeyeceksinizdir. Tabi aynı şekilde her sayfasını onaylattığınız eserinizdeki kişi adları, mekanlar, ya da kurgu sıralamasında değiştirilme yapıldığında da aynı yazgıya mahkumsunuz.”

  29. Gökhan der ki:

    Telif konusunda yukarida yazdiginiz yorum kanimca kotumser bir yorum. Ben hukukcu olmadigim icin ayrintili bir bilgi veremem bu konuyla ilgili. Ancak yillardir sektorde cok sayida insan noter yoluyla haklarini arama yoluna gitmistir ve gitmektedir. Noter onayladigi tarihte onayladigi metni sizin getirdiginizi tasdik eder. Eseri gercekten sizin yazip yazmadiginizi bilemez. Elinde ayni metnin daha eski bir tarihe ait noter onayli kopyasi olan varsa eser hukuken onun kabul edilir. Uluslararasi haklarinizi korumaniz icin buradaki resmi bir makamin onayi sizin icin yeterli olur. Zaten baska ulkenin hukuki kurumlari sizi muhatap olarak kabul etmez.

    • uğur der ki:

      hocam konuyu araştırırken, tasdix.com sitesini buldum.hukuki açıdan noterle aynı işlevi görüyor,üstelik 7/24 bilgisayarınızdan çok kolay eserinizi tasdikleyebiliyorsunuz, en güzel yanı ise eseriniz kaç sayfa yada kaç gb olursa farketmez,her eserin maaliyeti sadece 2 tl.konuyu bir panelle herkese duyurabiliriz. ayrıca bir sorum olacak.senaryoda yasanmış bir olayı iki farklı mekanda iki farlı kişinin ağzından A ve B adlı kişiler aynı anda anlatırken, bir A bir B nin ağzından nasıl anlatırız.bu arada filminiz çok güzel olmuş,filmi tam manasıyla çözebilmek için bir defa izlemek yetmiyor,her şey iç içe işlenmiş,harikaydı. yardımlarınız için teşekkürler..

  30. Gökhan der ki:

    @Fatma
    Yarisi begenilmemis senaryo begenilmemis senaryodur. Senaryonun bir yarisi diger yarisindan tamamen bagimsiz olamaz. Yarisini degistirdiginizde diger yarisina hic dokunmuyorsaniz buyuk ihtimalle bir yerlerde onemli bir hata yapiyorsunuzdur. Oyuncular senaryoyu begenmezlerse rolu kabul etmezler. Rolu kabul eden oyuncu senaryo ile ilgili bir fikri ya da sikayeti varsa yonetmene iletir. Yonetmen varken oyuncu senaryoya mudahele edemez. Oyuncu olarak Jack Nicholson ya da Meryl Streep’ten bahsetmiyorsak tabi.

  31. Rüveyda der ki:

    Gökhan bey merhabalar, bir şey sormak istiyorum. Dizi devam ederken arada görünen manzaraları yönetmen mi belirliyor acaba? Yoksa nasıl bir manzara olacağını senarist mi belirliyor? Ve de, biliyor musunuz bilmiyorum ama Wattpad isimli bir uygulama var, duymuşsunuzdur illaki. Oraya bir hikaye yazıyorum, ama oraya yazmamdaki asıl sebep bir gün keşfedilip senaryo haline getirmek. Sizin de fikrinizi almak istedim bu konuda, ne dersiniz? Acaba bir yapımcıya sunsam bakar mı, yoksa saçma mı bulur?

  32. Gökhan der ki:

    Senaryo yazarliginda genel olcu sudur: Hikayeniz icin gerekli olan her seyi yazin. Hangi manzara oldugu onemliyse bilerek ve isteyerek o manzarayi yazin ve bunu senaryoda belirtin. Ama sadece (mesela) aradan zaman gectigini ifade etmek istiyorsaniz ayrintili bir tanimlama yapmaniza gerek yok.

    Wattpad’deki hikaye ilgi gorur, yuksek rakamlarda okunursa; neden olmasin? (hatta cok ilgi gorur efsane rakamlarda begenilirse yapimcilar sizi bulur zaten)

  33. Rüveyda der ki:

    Öncelikle teşekkür ederim cevabınız için. Fakat maalesef yüksek rakamlara henüz ulaşamadım. Şu anda 4K’ya doğru gitmekteyim ve bunun yeterli olacağını sanmıyorum. Efsane beğenilmediği sürece şansım yok mudur sizce? :/

  34. Gökhan der ki:

    Onemli olan varacaginiz sonuc degil. Sonuca ulasma sekliniz cok onemli. Rakamlara fazla bakarsaniz ortaya koydugunuz sey sanat eseri olmaz. Rakamlari hic umursamazsaniz kendiniz yazar kendiniz okursunuz. Tercih sizin.

  35. zerina der ki:

    merhaba ben birkaç şey sormak istiyorum. dizi esnasında çalan müziklerin nerede çalacağını senarist mi belirliyor? ikincisi müzik çalarken değişen sahneler oluyor ya hani, bunlar kağıda nasıl dökülüyor? yani nasıl yazılmalı?

  36. Gökhan der ki:

    Senarist filmin neresinde muzik girmesini istiyorsa senaryosuna yazar. Sahne degistiyse, ornegin “Onceki sahnedeki muzik devam eder” gibi bir ifadeyi yeni sahnede kullanir. Boylece okuyan muzigin ayni kaldigini ama sahnenin degistigini anlar. Isterseniz onceki sahnenin sonuna da ayni notu yazabilirsiniz. Onemli olan okuyan tarafindan anlasilmasi.

  37. cengo der ki:

    Hocam,
    “Karakter isimlerini sahne başlıklarında kullanmak eski bir stil” diye okumuştum bir yerlerde. Katılıyor musunuz?
    Selamlar

    • Gökhan der ki:

      Eskiden asistanlar islerini daha kolay yapsinlar diye hangi sahnede hangi karakterin oldugu sahne basligina yazilirdi. Ama artik dijital yazilimlar sayesinde bir senaryoda daha hatasiz ve hizli filtrelemeler yapilabiliyor. Dolayisiyla gerek yok. Yine de keyfe kalmis 🙂

  38. Rifat der ki:

    hocam,merhaba..senaryo yazarken,filmin kaçıncı gün olduğu ifade edilmeli mi?(mesela;sahne 36 kantin-dış-gün 10.gün) kaçıncı gün olduğu yazılmalı mı?bir de
    sahne başlıkları,oynayanların ismi büyük harflerle; 12 puntoda mı yazılmalı?yani mizansen ve diyalogla aynı puntoda mı

    • Gökhan der ki:

      Sahne basliginda gun belirtmenize gerek yok. Gunleri saymamizi gerektirecek baska bir sebep yoksa… Mesela bir katil, kahramanimiza “seni 10 gun sonra oldurecegim” demistir. Filmi izlerken de biz kahramanimizin kalan sayili gunlerini izleriz. Bu takdirde seyirci de senaryoyu okuyanlar da filmde gecen gunleri sayma ihtiyaci hissedebilirler. Anlamli… Ama boyle bir amaciniz yoksa yazmaniza gerek yok.
      Sahne basliklarinda karakter buyuklugunu degistirmenize gerek yok. Ama hepsini BUYUK HARFLERLE yazmayi unutmayin.

  39. Ender der ki:

    Merhabalar, bir sahne akarken daha önceki sahnelerde yazılmış bir olayı tekrar canlandırmak istiyorum. Bunu senaryoda nasıl belirtiyoruz? Yeni bir sahne ismi yazıp Flashback oldugunu mu belirtmeliyiz yoksa ”1.Bölüm 8. Sahnedeki, çocuğun pencere camını kırdığı anın görüntüsü verilir.” şeklinde yazmam yeterli olur mu? Teşekkür ederim…

    • Gökhan der ki:

      Önceki sahneleri, ya da sahnelerden parçaları çok kısa kullanacaksanız yazdığınız gibi. Ama önceki sahneyi uzun verecekseniz yeni bir sahne açıp, bağımsız bir sahneymiş gibi vermeniz gerekir.

  40. Onurjan der ki:

    Hocam, senaryoda arkada müzik geçerken bu esnada iki kişisin sabahtan akşama kadar (gün, gece) yaptığı şeyleri gösterdiğimizde bunu tek sahne olarak mı yazmalıyız yoksa her yaptıkları şey için farklı sahneler mi? Mekan aynı.

  41. Onurjan der ki:

    Hocam bi sorum daha olacak, tv’den gelen sesi nasıl yazıyoruz?

  42. Onurhan der ki:

    Hocam sıkboğaz ediyorum biraz kusura bakmayın ama ciddi bir hevesim var bu işe ve sizden başka soru sorabileceğim birini bilmiyorum :/ 4 sorum daha var hocam izninizle
    1) Müzikli sahnelerde günden geceye geçişte tek sahne olarak yapıyoduk ama yukarıda asıl kıstasın mekan olduğunu söylemişsiniz eğer bu geçiş mekan arasında olursa yine tek sahne mi?
    2) Mekan ve zamanın değiştiği geçişlerde eğer arkada müzik yoksa ayrı aytı mı tek mi yazmalıyız?
    3) Yine mekanla ilgili, bir kişinin iki kişiyle sıra sıra telefonda konuştuğu bir sahne yazdım bu tek sahne mi olmalı, başlıkta 3 mekan olarak mı yani?
    4) Hocam bu ayrı bir konu, akt nedir bilmiyorum açıklayabilir misiniz? 🙂
    Şimdiden teşekkürler hocam

    • Gökhan der ki:

      1- ‘Mekan arasında’ derken ne kastettiğinizi anlamadım. Bir arabada yolculuk eden insanları görüyorsanız olay tek mekanda geçmiyor demektir. Sahneleri arabanın dışındaki mekana göre değil içindeki mekana göre yazmalısınız. Araba Sahnesi, şeklinde…
      2- Önemli olan okuyanların sizin ne hayal ettiğinizi anlaması. Ne hayal ettiyseniz o şekilde sahnelere bölün sorun olmaz. En kötü ihtimalle sizi arayıp sorarlar ‘bu nedir?’ diye…
      3- Kamera kurulumu 3 ayrı yerde yapılacağı için 3 ayrı sahne yazmanız lazım. Ancak tekrara düşüp vs. sayfa israf etmemeniz de lazım. Bu durumda 3 mekan için birer sahne açarsınız, konuşmaları tek sahneye alırsınız. Filmi çekerken yönetmen ve bütün yapım ekibi, aptallık yapıp diyalogaları mekanlara dağıtmayı akıl etmezlerse sinema tarihine geçebilirler 🙂 (yani korkmayın sahneyi hayal ettiğiniz gibi çekeceklerdir) Siz yine de telefon konuşmaları sırasında ‘konuşan kişi konuştuğu mekanda görülür’ açıklayıcı bir cümle yazarsanız gayet yerinde olur.
      4-act – akt – perde demektir. 3 Perdeli yapı – three act structure… gibi. Giriş-Gelişme-Sonuç gibi bölümlerden her biri… akt aslında köken itibarıyla yapmak-etmek anlamına gelir.

  43. saika der ki:

    merhabalar hocam. benim sette çalışan bi arkadaşım var. bana uzun zamandır diyorki senarist olma senaristi sayan yok varsa yoksa oyuncu yönetmen yapımcı. bizim senaristleri ben bile tanımıyorum sete gelmezler filim basın karşısına çıkacakken senaristler gitmezmiş bu doğrumu

    • Gökhan der ki:

      Senaryo yazarlığı saygı görmek için yapılacak bir iş değildir. Ama bu demek değildir ki senaristler saygı görmez. Yazarlık çok az kişinin başarabildiği bir iştir ve çok saygındır. Herkes konuşur. Ama çok az kişi yazabilir. Film setindeki insanların senaristleri görmemesi normal. Bir senarist sete gitmek istemezse kimse onları görmez çünkü sette işleri yoktur. Ama seti ziyaret etmek isterse de eder. Set çalışanları için Oscar ödülü verildiğini duydun mu hiç? Ama senaristlere veriliyor. Demek ki saygın bir meslek 🙂

  44. Raci der ki:

    Selamlar hocam, ben size çok kısa 2 soru soracağım sadece
    1-)Öncelikle genç bir senarist için film projesi satmak mı dizi projesi satmak mı daha olağan, hangisinde alımlar biraz daha seçici / yaratıcı oluyor yani tanınma senaristlerin dışında dışardan da proje alımları oluyor?

    2-) Bir de senaryo grubundaki iş bölümünü merak ediyorum, mesela hikayeci ya da tretmancı olanlar da bir nevi senaryo yazarı değil mi yoksa senaryo yazmadan önceki aşamalar pişme aşaması mi oluyor mesela bir kişi tretmanci olarak ya da hikayeci olarak kariyerini sürdüremez mi, o da bir senarist sayılmiyor mu sonuçta?

    • Gökhan der ki:

      Her iki soru için de 1 cevap yok. Değişik cevaplar verilebilir, değişik durumlar olabilir. TV dizisi işinde reyting canavarı ne buyurursa onu yapmak zorundasınız, sinema filmlerinde projenize bağlı olarak yaratıcı olmak sizin elinizde. İş bölümleri de ekipten ekibe değişir. Ekibin başındaki isim nasıl isterse o şekilde iş bölümü yapar. Genel bir kuralın varlığından söz edilemez.

      • Raci der ki:

        Şunu demek istedim hocam mesela proje tasarımını ben üstlendim bir dizinin ama senaryoyu ben yazmak istemiyorum yapımcıdan ek olarak bir senaryo yazarı talep ettim diyelim ortak hikaye çalışması sonrası akışı ben çıkarttım (sahne – sahne her sahnenin özeti) diğer yazar da sahneleri diyaloglarla birlikte doldurdu. Bu durumda esas ekip başı kim oluyor projenin ilk tasarımcısı mi senaryoyu yazan mi?

        • Gökhan der ki:

          Normal şartlarda ‘tasarımcı’ olur. Hatta batılı ülkelerde bu tasarımcıların ayrı bir ünvanı var ve yaratıcı/yapımcı da olabiliyorlar. Son sözü söyleyecek kişi, parayı veren düdüğü çalar hesabı, yapımcıdır. Yapımcıyla oturup durumunuzu, taleplerinizi konuşmanız gerekiyor. Ama yolun başında bir yazar olduğunuzu varsayarak mevcut duruma uyum sağlamanızı ve yapımcı ve yönetmenle işbirliği içinde davranmanızı öneririm. Yapımcı ve yönetmenin size biçtikleri rol olacaktır. Birlikte bir tarz belirlemeniz önemli. Muhtemelen, haklarınızı korumak ama aynı zamanda nemrut bir adam olmadığınızı kanıtlamak durumunda kalacaksınız.

  45. Saika der ki:

    Teşekkür ederim hocam bi kaç sorum daha olacak
    Duyduğuma göre yönetmen yardımcıları gider senaristten senaryoyu alırmış bu doğrumu birde şehir dışında çekilen bölümlerin senaryo alışverişi nasıl oluyor? Teşekkürler.

    • Gökhan der ki:

      Yönetmen yardımcıları yönetmen ne derse yaparlar, dolayısıyla ‘senaryoyu almak’ da işlerinin bir parçası olabilir. Ama böyle bir kural yok. Senaryolar artık email ile gönderiliyor. Yapımcılar email ile aldıkları senaryoları bastırıp çoğaltırlar. Şehir dışı ya da içi fark etmiyor 🙂

  46. HÜRREM der ki:

    Merhaba Gökhan Bey,
    Bir spor karşılaşması sahnesi yazmak istiyorum. Açık alanda bir yarışma olacak. Bu alanda hakem bölümü, seyirci bölümü, sporcu bölümleri var. Bu bölümlerle ilgili görüntüler ayrı sahne başlıklarında mı yazılır. Yoksa aynı sahnede kısa paragraflarla mı açıklanır.
    örn. dış. stad – tribün- gün
    seyirciler ayağa kalkar, alkışlar
    ya da
    dış. stad – gün
    seyirciler ayağa kalkar, alkışlar
    hakem bayrağı yukarı kaldırır
    sporcular tek tek alanın ortasına gelir
    gibi mi olmalı
    teşekkür ederim

  47. Ahmet Bora der ki:

    Merhabalar Gökhan Bey, ben senaryo yazarının, bir fikri film/diziye dönüştürürken jenerik/teaser/fragmanlarda ne derece etkili olduğunu sormak istiyorum. Dizi/film görücüye çıkmadan önce çekilen teaser, fragman daha sonra jenerik, bir dizi filmin başında gösterilen prolog… Senarist projeyi tasarlarken bunları da mı yazmak zorunda? Yazmayabilir mi? Senarist sinopsis/hikaye/karakter tasarımı/ dizi için ilk 13 bölüm sinopsis ve ilk 3 bölüm senaryosu yazdı, ekstra olarak jenerik nasıl olacak görücüye çıkması için ilk teaser da hangi sahne koyulacak, 7.bölüm fragmanı nasıl oluşturulacak? Gibi şeyler yönetmen, editör grubunun işi mi oluyor bunları da mı senarist yapmak zorunda kalıyor? Bilgilendirirseniz sevinirim…

  48. Gökhan der ki:

    Senaristin görevleri içinde böyle bir şey yoktur. Ancak yapımcı ya da yönetmen, senaristten bu konuda yardım isteyebilirler. Aynı şekilde senaristin konuyla ilgili fikirleri varsa yapımcı ve yönetmenle konuşarak bir şeyler üretebilir. Ama sorumluluk anlamında, normal şartlar altında senaristin böyle bir sorumluluğu yoktur.

  49. Bakır der ki:

    Öncelikle benim gibi hevesli ama acemi olan zatlara yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ederim. Hocam ben sahne konusunda sıkıntı yaşıyorum. Müsaadenizle sorumu bir örnek üzerinden sormak istiyorum. Misal olay ormanda geçmektedir. Ali kaçmakta diğer kişiler ise kovalamaktadır. Yani hepsi aynı anda kamera da görünmemektedir. Bu durumda
    1-Ali’nin mizansen ve diyaloglarını ayrı bir sahne de Ali’yi kovalayan kişilerin mizansen ve diyaloglarını ayrı bir sahne de mi yazmalıyım?
    2-Ali’yi kovalayan kişilerden iki tanesi kendi arasında konuşuyorsa bunu ayrı sahnede mi yazmalıyım.
    Bu konuda beni aydınlatırsanız sevinirim. Her şey için teşekkürler.

    • Gökhan der ki:

      Hepsi aynı sahne içinde yazılabilir. Sahneyi ormanda kovalamaca sahnesi olarak düşünebilir ve tasarlayabilirsiniz. Diyalog olması durumu değiştirmez. Ancak bu sahneyle ilgili bir tavsiye verecek olursam Ali’nin kaçarken, kovalayanların da kovalarken detaylı mizansenlere ihtiyaçları olduğunu söylerdim. Mesela Ali’nin ayağı koşarken bir çalıya takılacaksa bunu setteki ekibe bırakmamalısınız. Sahne, genel olarak mekanlarla bölünür ama bazen anlam bütünlüğünü kaybetme riski varsa, bir sahne farklı mekanlarda da geçebilir. Kovalamaca sahneleri genel olarak böyle düşünülebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.